30 Temmuz 2012 Pazartesi

Siyah Elbise


   Bu elbise yapılalı esasen  uzun zaman oldu.  Resimleri bilgisayarda ancak bulunca paylaşabildim. Ramazan öncesi bir düğünde giymiştim. Oldukça rahat ve kullanışlı. Model esasen son derece basit, Burda 2004/4-Nisan sayısı 132 nolu model, görüldüğü üzere hiç zor bir model değil. Bu Siyah renk oldu ama başka renklerde de çok güzel duracağını düşünüyorum.

27 Temmuz 2012 Cuma

Deri Bileklik




    Bu derinin üzeri kendinden desenli (işlemeliydi), çok beğendim ve bileklik olarak değerlendirmenin iyi olacağını düşündüm, daha da farklılaştırılabilir tabiki. Bu hallerini sevdim, "bunlar böyle kalmalı" diye düşündüm.  Önümüzdeki günlerde bilekliklerle ilgili başka uygulamalar yapmayı da düşünüyorum, birkaç fikir var ilk fırsat bulduğumda yapmak niyetindeyim. Bakalım onlardan nasıl birşeyler çıkacak? Sevgiler...

25 Temmuz 2012 Çarşamba

Dudak Bakımı...

   Yazın olsun kışın olsun sürekli dudakları çatlayan tiplerden biriyimdir. Aşağıda gördüğünüz Jhonson' ın "Bebe" dudak koruyucusunu yurtdışına gidip gelen; yeri gelince kardeşim ve kuzenlerden temin ederdim. O kadar beğenirdim ki yerine başka bir ürün koyamamıştım uzunca bir zaman. Taa ki bu ürünün kalitesini gerçekten tam anlamıyla yakalayan Flormar dudak kuruyucu ile karşılaşana kadar. Gerçekten ilkin pek bir ümitli almamıştım. Bu bahsettiklerim bundan yaklaşık 4-5 sene önce; Flormar Lip Care ürününün mavi kaplı olanını özellikle alana kadardı. Kısacası 4-5 senedir Bebe olmasa da, Flormar Lip Care'i çok çok severek kullanıyorum. Bu nedenle de geçen sene yine Flormar Lip Care almaya gittiğimde bu aşağıdaki pembe renkli ruju da tavsiye etmişlerdi. Pek yakışmayacağını düşünerek de olsa denemek açısından almıştım. Tester'ları her zaman denemek istemiyorum, hatta çoğu zaman denemiyorum da.  Aslında her renk de herkese gitmeyebiliyor, nasıl duracağını pek bilmeden aldım. Derken eve gelince rengi hafif uyguladığımda gayet de güzel durduğunu farkettim. Geçen seneden beri bu aşağıdaki pembe renk bana eşlik ediyor. Tabiki diğer renklerle birlikte:)..

   

   Bir diğer çok beğendiğim "Dudak Nemlendiricisi"ne gelince benim çok çok  memnun kaldığım, dudak çatlaklarına birebir iyi geldiğini daha ilk sürdüğünüzde bile hissedeceğiniz Vichy Oligo 25 Levres; kız kardeşimin bana hediyesi olan bu üründen çok memnun kaldım, "dudaklarda yapış yapış bir etki bırakıyor mu?" diye soranlara "pek değil" diyebilirim. Neticede bu tarz jelimsi ürünler zaten ister istemez öyle bir etki bırakıyor. Buna beklenebilecek en az oranda demek daha doğru olacaktır. Ancak daha ilk uygulamada dudak çatlaklarına iyi geldiğini göreceksiniz, hatta dudaklarınızda büyük olmayan bir uçuk çıktığında bile hemen yumuşatıyor, büyükleri için malum ilaç kullanmak durumundayız. Benimki artık bitmek üzere bir yenisini alma vakti gelmiş. Fiyatı en fazla 25-28 TL civarında eczanelerde. Bunların üç rengi bulunuyor; pembemsi, kırmızımsı, turuncumsu,  jelimsi yapılarıyla kesinlikle çok hafif renkleri var ayrıca çok hafif bir  kokusu var. Kokudan yana sıkıntısı olanlar, fazla parfümlü, vanilyalı kokulara gelemeyenler de rahatlıkla kullanabilir.  Herkese sevgiler.

23 Temmuz 2012 Pazartesi

Siyah-Beyaz-Sarı Desenli Bluz


   Merhaba, yine daha önce yaptığım hawai desenli bluz gibi, bildiğiniz sade yuvarlak yaka, düşük kollu bir bluz oldu.. Burada bluzlar sade ama esprisi üzerindeki desenlerde, değilse fazla bir özelliği yok.  Desenini beğendiğim bu kumaşı da bluz olarak değerlendirmek istedim. Esasen sade renklerden de bir kaç tane yapmak istiyorum, bakalım sonraları belki yine desenli çalışırım. Sıcaklar ve yoğunluk izin verdiği sürece:)))... Sevgiler.

20 Temmuz 2012 Cuma

Bir Ramazan Hikayesi...

   Merhaba ; Ramazan ayına girmiş bulunuyoruz, inanan olabilir, inanmayan olabilir, Ramazanın gereklerini yerine getiren olabilir, çeşitli nedenlerle getiremeyen de olabilir. Ben öncelikle hayırlara vesile olmasını dileyerek, biraz uzun bir Ramazan  anımdan bahsetmek istiyorum.

   Efendim bundan iki yıl önceki Ramazan ayında Kuzenime İftar yemeğine davet edildik.  Bu kuzenim yemekler konusunda inanılmayacak kadar hünerli; yemekler, tatlılar, börekler , salatalar vb. konusunda elinden geleni ardına koymayan biridir. En azından bu yeteneğini mutlaka değerlendirmesini her fırsatta tavsiye ettiğim kuzenim,  o akşam da yine hünerlerini döktürmüştü.  Birbirinden lezzetli yemekleri en azından bir parça, bir lokma yok iki lokma derken, tatlılar dahil kaç çeşit lezzetin tadına baktığımı hatırlamıyorum,  taaa ki en son kendimi karpuz yerken hatırlıyorum. Neyse ki, az az yedim düşüncesiyle, tatmadığım lezzet kalmamıştı.  Esasen Kuzenim ısrarcı da olmamıştı, ancak nedense bunca güzel yemeğin cazibesine kapılıp; nasılsa azar azar tadıyorum diyerek yemekleri sanırım karıştırışmıştım fazlasıyla... Yaklaşık 2,5 - 3 saat geçti geçmedi kalkma vakti geldi…  Ama ben de tuhaf haller meydana gelmeye başladı.. Eve sağolsun bıraktılar.   Ama ben eve gelir gelmez daha da kötüleşmiştim. Söylemesi ayıp kendimi  lavabodan çıkartamaz olmuştum.  Sabaha kadar o kadar fenalaşmıştım ki… Halen Hastaneye  Acil’e neden hemen gitmediğimi kendi kendime sorar dururum. Neyse sabahı zor etmiştim. İlk iş Acil de soluğu almak olmuştu.. Derhal testlere giriştiler, olanları sordular; sabaha kadar  ishal ve kusma  ikilisini sürekli sayısız kere yaşadığımı anlattım.  Hemen serumlar takıldı.. testlerin neticesi beklendi, testlerde bir şey çıkmadı. Sabaha kadar 10 kereden fazla bu sirkülasyonu yaşadığım anlaşılınca ishali kesen ilaç verdiler…  İlacın adını vermeyeceğim.  Normalde kullandığı halde hiç dokunmayanlara da rastladım çünkü yanlış yönlendirmek istemem ama  içeriğinde “Saccharomyces boulardii bulunan bu ilaç ben de alerjiye yol açmıştı. Tabiki ben bunun nedeninin bu ilaç olduğunu hemen anlamadım.  Sabaha kadar ishalim kesilmiş ama  bu kez de kaşıntı yani bildiğiniz ÜRTİKER belirtileriyle karşı karşıya kaldmıştım.  Ertesi gün hemen yine ACİL’e giderek “siz bana ne serum taktınız ben durmadan kaşındım sabaha kadar” demez miyim, canımın acısından…  Acildekiler, “serum bir şey yapmaz ama ishal kesen o ilacın bunu yapma ihtimali var” dediler.  Bugün hala keşke doğal yollarla ishali kesmeye çalışsaydım derim. Neyse bu kadar etkisi biliniyorsa bunun neden başka yolları bulunmaya çalışılmaz onu anlamadım. Zaten direk İshali kesen ilacı tereddütsüz belirtmeleri beni şaşırtmıştı!..   Hemen elime bir adet ALERJİ HAPI verip gönderdiler. Gidin ALERJİ testleri yaptırın dediler. Gittim onu da yaptırdım. Olayları oradaki doktora da anlattım, bendekinin iki ayrı çeşit ALERJİ grubundan olduğu vs.. anlatıldı.. Hasıl o günden itibaren nur gibi bir ALERJİ sorunsalım oldu. Aradan iki yıl geçmesine rağmen kronikleşen  bu sıkıntımla artık haplarla uğraşmanın çare olmayacağını anladığımdan beri de doğal yollarla ALERJİME çare aramaktayım. Bu çareyi de KEFİR kullanımında buldum. Çünkü haplar ancak kullandığmda fayda etti, bir gün unutsam korkunç kaşıntılarla uyuyamayan bir durumda bıraktılar. Çok uzun süreden beridir de kefiri sürekli kullanmaktayım. Ne zaman ki kefir kullanmaya başladım. Çok çok  olumlu etkisini gördüm. Hem doğal bir yöntem kullanmış oluyordum, hem de alerji sıkıntımı giderek  çok daha az yaşamaya başlamıştım.  Şiddetle doğal yolları da önereceğim arkadaşlar. Esasen haplar da ne kadar işe yarasa da, ben kefirden tahminlerimin çok çok ötesinde bir fayda buldum… Her fırsatta içtiğim için de bu sıkıntım çok daha az seyretmeye başladı.. Dolayısıyla daha rahatım.  

   Evet şimdi konuyu  bizim hünerli hanımların lezzetli yemeklerine ve  Ramazana getireceğim; hayırlara vesile olsun, ancak, benim de sizlerin çok daha iyi bildiğini tahmin ettiğim minik önerim, oldukça az bile olsa yemek konusunda fazla karıştırmamak, evet bizim hanımlar o kadar hünerli ki, eh bizler de o durumda rahat durmuyoruz mutlaka tadına bakmak istiyoruz, ama bu konuyu abartmamaya çalışmak benim tavsiyem.. yemek istenenler az miktar da olsa yenilecek bir iki çeşit seçilebilir mesela hepsini tatmak yerine.  Ah ah bilirim durmaz yine döktürür bizim hanımlar :))) Herkese hayırlı günler ve  hayırlı Ramazanlar diliyorum. Sevgilerimle..

19 Temmuz 2012 Perşembe

Kum boncuklu bileklik..


     Bu kum boncuklu bilekliklerden biri lastik misinalı, bir diğeri normal misina ile yapılmış olanından..Bir zamanlar çok revaçtaydı, şimdilerde de kullanılabileceğini düşünüyorum, malum kollarda bir partidir gidiyor.. Daha pekçok model yapılabilir, renkler değiştirilip, model de farklılaştırılabilir.

17 Temmuz 2012 Salı

Basit Gri Kolye...

Aşırı sıcaklarla nasıl mücadele edeceğimizi düşüne dururken, aktivitelerle ilgilenmek pek de ilgi çekmemeye başlasa da, bu yapımı son derece basit gri kolyeyi pekala da herkes yapabilir.  Tabiki sıcaklara rağmen hala birşeyler yapmak isteyenler.



   Boyun kısmında açık gri renk floş ip kullandım.  Geniş bir zincirin üzerine bolca gri tonlarda boncuk kullanıldı. Metal yapraklar var, damla boncuklar, gri inci görünümlü cam boncuklar, swarovski gri kristaller var, malzemeleri bol kullanınca seçmek ve ayırdetmek zor olsa da zincirin üstüne bu malzemeler çivilerle eklendi. Model bitmiş oldu.. herkese ferah günler dilerim:)

16 Temmuz 2012 Pazartesi

Kiraz Detoksu...



  Esasen fazla meyve yemeyen biri olarak bu kiraz detoksunu uygulamak istedim, çünkü bahsine bakılırsa vücuttaki toksinleri tüm detoks programlarında olduğu gibi attığı ifade ediliyordu. Ahmet MARANKİ'nin sitesinde detayları mevcut ve bu 14-15-16 Temmuzda da yine 3 günlük detoks programı vardı. Ancak bu programlar bana çok ağır geliyor, bununla birlikte fazla meyve tüketmeyen biri olarak; ki bu çok yanlış birşey, kesinlikle tüketmek gerekiyor, hiç olmazsa sevdiğim bir meyve olunca uygulamak istedim. Programın detayları sitesinde mevcut ancak dediğim gibi ben bu uygulamanın ancak bir hayli yumuşatılmışını uygulamaya çalıştım kendimde.. Esasen program basit; 3 gün boyunca 60-70 kilo arasındaki kişiler 500 gram kadar kiraz tüketiyor (Sabah, Öğlen ve Akşam) 70 kilo ve yukarısında bir ağırlığa sahipseniz de 1000 gram kadar kiraz tüketebiliyorsunuz, ardından da kirazın sapları da kullanılmak üzere 3 fincan bitki çayı içiyorsunuz, her öğün böyle, sitede hangi bitki çayları olabileceği yazıyor. Ancak yukarıda da yazdığım gibi ben bunun çok yumuşatılmışını uyguladım kendimce, kesinlikle hafif bir kahvaltı yaptım, bazen yapmadığımda oldu, ancak öğlenleri  hafif de olsa mutlaka birşeyler yemek durumunda kalıyorum, akşamları da aynı şekilde ona rağmen kendimde gerçekten olumlu etkilerini hissettim, özellikle de cildimde ve göz altlarımda berrak bir görüntü oluştu, göz altlarında morluk olabilen bir yapım var çünkü, en ufak bir uykusuzluğa bile tahammülüm olmuyor, vücudum isyan bayrağını hemen çekiyor, yorgunluğunu mutlaka ifade ediyor, uzun sözün kısası, hafif uygulanmış kiraz detoksu'nun kendimce faydasını gördüm. Sanırım belirli zamanlarda yine yapmayı isteyeceğim, çünkü bu benim ikinci uygulayışımdı.. Kiraz mevsimi geçmeden belki siz de bu hafif versiyonunu denemek isteyebilirsiniz.

12 Temmuz 2012 Perşembe

Mor uzun zincir kolye

Mor uzun zincirli kolye
 

Bu kez Morlarla çalıştım:) Çok ilginç bir renk, onda insanı  çeken birşeyler oluyor... Tuhaf bir cazibesi var...

9 Temmuz 2012 Pazartesi

Kedicikler...

    Esasen yoğun bir hafta sonu yaşadım, ev temizliği ve yapılacak başkaca bir sürü şey vardı. Ama onun dışında Güzel İzmir'den dünya tatlısı misafirler var; kız kardeşim, eşi ve minik yeğenim:). Annemle benim evimin arasında mekik dokunan zamanlar... vs.. mutluluk geldi çattı:))  Onlara yoğunlaşacağımdan biraz aralıklı yazma ihtimalim var, olsun, mutlu olmak paha biçilemez ne de olsa fırsat buldukça paylaşımlarımda olacak tabiki.. Ama ondan önce sizleri tanıştırmak istediğim masum, şirin mi şirin canlılar var. Tatlı kedicikler... 


Hemen ilk kareden bahsederek başlayayım, bu solda görmüş olduğunuz kontes henüz yeni anne oldu, apartmanımızın; çardak kısmında kontese bir yer hazırlandı, yavrularını orada büyütmeye çalışıyor. Sağolsun bütün apartman da onları gözetip kolluyor, hatta sabah 5:30  gibi uykusu tutmayan bile yanlarına gidip minik yavruları kontrol ediyormuş:) .. Bunun dışında sürekli apartmanımınız önünde beslediğimiz bir grup kedi var, onlar bu karelerde yoklar, o bir grup kedi daha bizi işten gelirken görmeleriyle etrafımızı sarmaları bir oluyor maskaraların.. Elimizden geldiğince bakmaya, sularını yemeklerini eksik etmemeye çalışıyoruz.
   
  Aslında bu şirineye ben SİNCAP diyordum. Çünkü öyle farklı ve parlak tüyleri ve öyle büyük ihtişamlı bir kuyruğu var ki, sesine gelince hiç kedi sesine benzemiyor, hakikatten çok tuhaf bir de ses tonu var şirinenin.. Annemiz yorgun bu arada uykulu, doğum yaptığından hem yorgun, hem  yeni uykudan uyanmış haliyle çıkmış... bir de rüzgar şu koltuğun naylonunu havalandırınca gözlerini kırpıştırdı.. benim tatlı sincabım...



Bu aşağıdakiler de çalıştığımız yerde de bakabildiğimizce baktığımız çeşitli kedicikler, aslında kendimizce uygun bulduğumuz isimleri var elbette, ama epeyce kalabalıklaştılar, isim bulmakta zorluk yaşıyoruz bazen:)



Besleme doyurma safhalarında dikkat ettiyseniz her biri birbirinden farklı, pek çok yerden geliyorlar, sanırım birbirlerine haber veriyorlar:P)) hastalanınca veterinere götürülenler de var..  Elleri mamaları atarken yakalamışım:) Sosis ve salam en çok sevdikleri, kuru mamalardan pek o kadar aramıyorlar, yiyorlar ama ona göre... suları devamlı kontrol altında;)


Bu minik de sevdiğimiz bir aile dostunun dükkanından.. Neredeyse her yere çantamızda peçeteye sarılmış sosislerle gidiyoruz desek yalan olmaz, özellikle de eşim. Biliyorum bazen biraz tuhaf karşılanıyor ama ne yapalım, onların aç kalmasını istemiyoruz. Karşımıza çıkanları elimizden geldiğince beslemeye çalışıyoruz.


Sosislerimiz taze efendim sosisin üzerindeki beyazlık, peçeteye sardığımızdan oluşan minicik pürtükler.

Peki yaa diğer hayvanlar diyebilirsiniz, evet diğer hayvanlara da aynı özeni göstermeye çalışıyoruz. Köpeklere daha büyük şeyler ısmarlıyoruz, karşımıza nerede çıkarlarsa, ekmek arası döner, tavuk tantuni, vs.. vs.. sosis ve salamlardan da elbette onlar da nasiplerini alıyorlar.
Kuşlara ise özel yiyeceklerimiz oluyor, onlar daha ürkek hayvanlar resimlemek o kadar kolay değil sürekli ağaçların dallarına saklanıyorlar. Bizler kuşların yemeklerini atar atmaz kenara çekiliyoruz bizler gitmedikçe yemiyorlar çekindikleri için bizlere ancak uzaktan izlemek düşüyor, onların sularıyla da ilgileniliyor.
Keza börtü böcük evimizde kesinlikle öldürülmüyor, nazikçe çıkartabilirsek dışarıya davet ediyoruz onları:)))) bu pek kolay olmuyor tabiki bazen hayli uğraştırıcı oluyor ama yumuşak bir şekilde balkona bırakıyoruz, ama çıkmamak ta ısrar varsa biz de daha fazla ısrar etmiyoruz çünkü o zaman da eşim; bırak burası artık onların da evi sayılır diyor:)))  dedim ya mutlu mesut hepsiyle yaşamaya çalışıyoruz, günler böyle geçiyor dostlarım. En kısa sürede yine yazışmak üzere...

6 Temmuz 2012 Cuma

Mavi Uzun Zincirli Kolye



 Mavili birşeyler yapmak istedim.. Yaza uygun, iri boncuklar hoşuma gidiyor..

5 Temmuz 2012 Perşembe

Resort 2013 Pembe Sarı Seçmeler...






 Resort 2013  Koleksiyonlarından Pembe ve Sarı ağırlıklı seçmelerim...

















Karikatür Çizimi - mini hikaye: gooogoook.blogspot.com ( Handan; adımı merak edenler olmuş)
Esinlenme : Dedektif Julia

* Görsel Kaynaklar: Style.com

2 Temmuz 2012 Pazartesi

Hawai Desen Bluz


  Aslında bu bluza ne isim bulacağımı bilmiyordum ancak, kumaşı ilk elime aldığımda annem ; "ne yapacaksın o kumaşı çok dallı çiçekli, -Hawai Desenli-"  diye söyleyince, postun başlığına da bunu yazmayı uygun buldum.   Benim hoşuma gitti, çok dallı çiçekli olsa da içimi açtı. Çekim yapmak için ne kadar çok güneş beklesem de bir türlü elde edemeyince artık fazla ışık ve güneş beklemekten vazgeçtim. Desenlerin, çiçeklerinin ışığı yansısın yeter diye düşündüm.